Türkiye’de üretilen araçlar ne kadar yerli?

Türkiye’de üretilen otomobillerde yerlilik oranı geçtiğimiz yıla göre geriledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2019 yılı raporuna göre ülkemizde üretilen otomobillerde yerlilik oranı yüzde 20-65’ten yüzde 18-63 arasına geriledi. Ticari araçlarda yerlilik oranları otomobile nazaran daha yüksek seyrederken, bir tek traktörde yüzde 90’a ulaşan yerlilik oranları mevcut.

SANAYİ ve Teknoloji Bakanlığı her yıl Türkiye’de üretilen motorlu araçların yerli katkı oranlarını açıklıyor.  Bunun sebebi Türkiye’de bir sanayi ürünün yerli malı olarak kabul edilebilmesi için ürünün yerli katkı oranının en az yüzde 51 olması gerekiyor. Bunu sağlayan firmalara ‘Yerli Malı Belgesi’ verilerek, kamu ihalelerinde yüzde 15’e kadar fiyat avantajı sağlanıyor. İşte bu yüzden yapılan araştırmalar sonucu bakanlık bu oranları açıklıyor.

Bakanlığın 2019 yılı raporuna göre Türkiye’de üretilen motorlu araçların yani otomobil ve ticari araçların yerlilik oranları belirlendi.


EN YERLİSİ TRAKTÖRLER

Geçtiğimiz yıllara göre özellikle Türkiye’de üretilen otomobillerde yerlilik oranlarında azalış dikkat çekiyor. 2018’de yerlilik oranı yüzde 20 ila 65 arasında değişirken bu yıl yüzde 18 ila 63’e geriledi. Bunun sebebi de Türkiye’de üretilen otomobillerde kullanılan yeni nesil motorların ve şanzımanların ithal parçalardan oluşması. Yani Türkiye’de üretilen bir otomobilin benzinli ve hibrit (benzin+elektrik) motor seçeneği arasındaki fark yüzde 20’ye kadar çıktı. Ticari araçlarda ise yüzde 90 gibi en yüksek yerlilik oranına sadece traktörler ulaşıyor.

Türkiye’de üretilen birçok otomobil ve hafif ticari aracın yerlilik oranları ortalamada yüzde 50’lerin altında seyrediyor. Oranlara baktığımızda otomobil üretimde en düşük yerlilik oranına sahip marka Japon Honda. 2021 yılında Gebze’deki fabrikasını kapatma kararı alan Honda’nın ürettiği Civic Sedan modelinin yerlilik oranı versiyonuna göre yüzde 18 ile 29.40 arasında değişiyor. Rapora göre yerlilik oranı en yüksek otomobilleri ise Hyundai Assan üretiyor.

% 70’LERDEN İNDİ

– Türkiye’de yerlilik oranı en yüksek otomobil yüzde 63 ile Hyundai Assan’ın İzmit’te ürettiği i10 modelinin manuel benzinli motorlu versiyonu olurken, yerlilik oranı en düşük otomobil ise yüzde 18.10’luk oran ile Honda Civic Sedan’ın otomatik benzinli Executive versiyonu.

– Türkiye’de geçtiğimiz yıl yüzde 65’lik yerlilik oranını yakalayan Toyota’nın 2019’da en yüksek oran ise yüzde 56.90. Özellikle Sakarya’da ürettiği Corolla ve C-HR’ın hibrit versiyonlarında yerlilik oranı yüzde 40’lara kadar gerilemiş durumda.

– Koç Holding bünyesindeki Ford Otosan ve Tofaş’ın yerlilik oranı yüzde 50 ile 71 arasında değişirken, Oyak Renault’un yerlilik oranı ise yüzde 53.1 ile 57.90 arasında oynuyor.

– Tofaş’ın bundan 3-4 yıl önce Fiorino modeliyle yüzde 73’lük yerlilik oranına ulaşırken bugün yüzde 50.30 ile 59.90 arasında yerliliğe sahip.

– Şu anda Megane Sedan ve Clio üretimi yapan Oyak Renault’un 4 yıl  önce Symbol üretiminde ulaştığı yerlilik oranı ise yüzde 71 seviyesindeydi. Bugün ise Clio ve Megane Sedan’ın manuel seçenekte yerlilik oranları 53.10 ela 57.90 arasında değişiyor. Ayrıca Oyak Renault’un Bakanlığın yayınlandığı raporda ürettiği modellerin otomatik şanzıman seçenekleri yer almıyor.  Oyak Renault’ın otomatik şanzımanla bunun çok daha altında olduğu tahmin ediliyor.

– Hyundai Assan’da ise yerlilik oranı yüzde 60 ile 63 arasında. i10 modelinde yerlilik oranı yüzde 60 ile 63 arasındayken, i20 modelinin yerlilik oranı ise yüzde 60 civarında.

ODD BAŞKANI BİLALOĞLU KENDİSİNİ ELEŞTİRENLERE CEVAP VERDİ:

‘ÖNCE DURAN KALP ÇALIŞTIRILMALI’

– 2018 yılında otomotiv pazarının artan kurlar ve faizlere bağlı olarak haziran ayından itibaren daralmaya başlaması ve bu daralmanın eylül ekimde yüzde 70’lere ulaşmasıyla birlikte kasım ayında ÖTV ve KDV teşvikleri devreye girmiş ve yılın son 2 ayında az da olsa sektör için can suyu olmuştu. 2018 sonunda pazardaki kaybın teşviklerin etkisiyle yüzde 35’e inmesinin ardından 2019’ın başından itibaren pazardaki daralma artarak devam edince teşvikler önce mart sonuna sonra da haziran sonuna kadar uzatıldı. Dün bu yazıyı hazırlarken, 1 Temmuz’dan itibaren teşviklerin uzayıp uzamayacağına ilişkin henüz resmi bir karar açıklanmadı. Umarım gece müjdeli haber gelmiştir.

Bu gelişmeler ışığında geçtiğimiz hafta sektörün gündemine Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı Ali Bilaloğlu’nun yaptığı yazılı açıklama damgasını vurdu. Aynı zamanda Doğuş Otomotiv Başkanı ve CEO’su olan Bilaloğlu, yaptığı açıklamada özetle 2019 yıl sonuna kadar otomobil grubunda motor hacmi 1.600 cc’yi aşmayan araçlarda ve ticari araçlarda ÖTV’nin sıfırlanmasını istiyordu. Bu açıklamanın ardından hem filo kiralama şirketleri hem de galericiler Bilaloğlu’nu yoğun şekilde eleştirdi. ÖTV’nin sıfırlanması halinde 2.el araç fiyatlarının düşeceğini ve bunun da hem filoda hem de galerilerde bir çok iflası beraberinde getireceği serzenişinde bulundular.

CAN SUYU GEREKİYOR

Aslında Bilaloğlu’nun bu açıklamayla ne yapmak istediği net olarak anlaşılıyordu. O da ÖTV’nin sıfırlanmayacağını, hükümetin bu önemli gelirinden vazgeçmeyeceğini biliyordu. Ama şunu da biliyordu ki, o da ancak böyle bir açıklama yaparak otomotiv sektörünün ne kadar zor durumda olduğunu ortaya koyabilirdi. Yani sıkıntının boyutunu vurgulamak için bunu yaptı ve amacına da ulaştı. Teşviklerin devam etmesini istemek, bu karmaşada otomotivi diğer sektörlerin önüne geçirmezdi. Ama Bilaloğlu’nun bu açıklamasını sektör paydaşları tam anlayamadı. Hatası kimseye söylemeden veya danışmadan bunu yapmasıydı. Bu gelişmeler üzerine Ali Bilaloğlu’ndan bir değerlendirme istedim.    �Bilaloğlu özetle şunları söyledi:

“ÖTV sıfır olsun’ dedik,  kiralamacılar ve galericiler ayağa kalktı. Yıllardır ÖTV arttığında neden sesleri çıkmadı. Onların mantığına göre artık Türkiye’de hiç bir zaman ÖTV düşmeyecek. Otomotiv ekosistemini anlamadan yorum yapılınca ortaya komik tablo çıkıyor. Konunun bu kadar sınırlı tartışılmaması gerekir. Hükümetimizin alacağı önlemler kesin ekonomiyi canlandıracaktır. Ama yıl sonuna kadar 80 bin yetkili servis çalışanı ve daha fazla fabrika çalışanına can suyu gerekiyor. ÖTV direkt fiyatlara yansıdığından, hani şu kalbi çalıştıran elektrikli cihaz gibi etki edebilir. Farklı desteklere hiç kimsenin itirazı olmaz. Enteresan olan zaten bazı STK’ların vergi indirimine itiraz etmesi. Devlet bu konuda destek verdi ve artarak vermeye devam edeceğinden eminim.”

Bilaloğlu’nun söyledikleri önemli, sektörün ayakta kalması için acil desteğe ihtiyacı var.

Emre Özpeynirci / Hürriyet

X